NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
مَسْلَمَةَ
الْقَعْنَبِيُّ
عَنْ مَالِكٍ
عَنْ سُمَيٍّ
مَوْلَى
أَبِي بَكْرِ
بْنِ عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
عَنْ أَبِي
بَكْرِ بْنِ
عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
عَنْ بَعْضِ أَصْحَابِ
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ
رَأَيْتُ
رَسُولَ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ أَمَرَ
النَّاسَ فِي
سَفَرِهِ
عَامَ
الْفَتْحِ
بِالْفِطْرِ
وَقَالَ
تَقَوَّوْا
لِعَدُوِّكُمْ
وَصَامَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ أَبُو
بَكْرٍ قَالَ
الَّذِي
حَدَّثَنِي
لَقَدْ
رَأَيْتُ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
بِالْعَرْجِ يَصُبُّ
عَلَى
رَأْسِهِ
الْمَاءَ
وَهُوَ صَائِمٌ
مِنْ
الْعَطَشِ
أَوْ مِنْ
الْحَرِّ
Ebû Bekir b. Abdurrahman,
Resûlullah (s.a.v.)'in ashabından birisinin kendisine şöyle dediğini haber
vermiştir;
Rasûlullah (s.a.v.)'in,
Mekke'nin fethi yılındaki seferinde, insanlara; oruçlarını açmalarını
emrettiğini gördüm. Hz. Peygamber;
"Düşmanınıza karşı kuvvetli
olunuz," buyurdu. Kendisi ise, oruç tuttu.
Ebû Bekir devamla şöyle
dedi:
Hadîsi bana haber veren
zât;:
"Ben Rasûlullah
(s.a.v.)'i Arc denilen yerde oruçlu iken, susuzluktan veya aşırı sıcaktan
dolayı başına su dökerken gördüm," dedi.
İzah:
Muvatta', sıyâm; Ahmed
b. Hanbel, III, 475; Hâkim, el-Müstedrek, I, 431; Beyha-kî, es-Sünenü'l-kübra,
IV, 263.
İbn Abdi'I-Berr bu
hadîsin sahîh olduğunu söylemiştir. Hadîs-i şerifin ilk bölümünde, Peygamber
(s.a.v.)'in, Mekke Fethi seferinde ashabına oruçlarını açmalarını emrettiği
belirtilmektedir. Efendimizin bu emrine sebep, hemen peşinden gelen ifâdeden
anlaşılacağı üzere, düşmana karşı kuvvetli bulunma mecburiyetidir. Râvî Hz.
Peygamber'in ashabına oruçlarını açmalarını emrettiği halde, kendisinin oruca
devam ettiğini bildirmiştir. Çünkü Ramazan içerisinde yolcu olan kişiye oruç
tutmamak ruhsat olmakla beraber, tutmak daha efdaldir. Ashabın oruçlarını
açmalarına sebep teşkîl eden, düşmana karşı kuvvetli olma esprisi, Hz.
Peygamber için mevzu bahis değildir. Çünkü oruç, Rasûlullah (s.a.v.)'ı
zayıflatmaz, kuvvetlendirir, onun şevkim artırır. Visal orucu konusunda
olduğu-gibi, Allah (c.c.) ona yardım edmektedir.
Hadîsin ikinci
bölümünde, Hz. Peygamber'in Arc denilen yerde, oruçlu iken serinlemek maksadıyla
başına su döktüğü ifâde edilmektedir. Hz. Peygamber'in böyle yapışı; oruçlunun
başını yıkamasının caiz olduğunu göstermek için olabileceği gibi, hararetinden
dolayı serinleme ihtiyâcı hissettiğinden dolayı da olabilir. Rasûlullah'ın bu
davranışı, oruçlu olan bir müslümanın susuzluk veya hararetten kurtulmak için
başına soğuk su dökmesinin caiz olduğuna delildir. İçlerinde Hanefî
imamlarından Ebû Yûsuf'un da bulunduğu cumhûr-ı ulemâ bu görüştedir.
Durr'ül-mulıtar adındaki eserde, Hanefî mezhebinde ntüftabih olan görüşün, Ebû
Yûsuf'un görüşü olduğu kaydedilir.
İmâm Azam Ebû Hanife'ye
göre, oruçlunun serinlemek maksadıyla üzerine su dökmesi tenzîhen mekruhtur.
Ebû Hanife'yi bu görüşe sevke-den sebep, bu davranışın ibâdetten sıkıntı
duymaya sebep görünümünde oluşudur. Ayrıca, Hz. Peygamber'in oruçlu olanı
hamama girmekten nehyettiği rivayet edilmiştir. Ebû Hanife, üzerinde durduğumuz
hadîsteki davranışı, bu işin caiz olduğu şeklinde yorumlamıştır.
Oruçlunun, serinlemek
için su dökünmesini kerâhetsiz caiz görenler, Ebû Hanife'nin aklî delilini,
hadîs karşısında gereksiz bulurlar. Hz. Peygamber'in oruçluyu hamama girmekten
nehyettiği hadîsin zayıf olduğunu söylerler. "Hadîs sahîh bile olsa,
aleyhimize delîl olamaz. Çünkü, su dökünmek serinlemek içindir. Hamama gitmek
ise, iyice hararetlenmeye sebeptir" derler.